Konfor alanı kavramını özellikle son zamanlarda bir hayli duyar olduk. En kısa tanımıyla konfor alanı insanların aidiyet kurduğu, kendini rahat ve güvenli hissettiği alana denir. Kişi bu alanın içinde hiçbir risk almaz, hemen hiçbir konudan rahatsızlık duymaz. Alışmış olduğu bir düzen vardır ve kolay kolay bu düzenin dışına çıkmaz.

Modern Bireyin Psikolojik Hastalığı

Konfor alanını sadece mekansal olarak açıklayamayız. Bu alanın içinde söz konusu rahatlığı ve düzeni pekiştiren her türlü eylem ve alışkanlık, konfor alanına dahildir. Örneğin çayınızı her gün aynı bardaktan içiyorsanız, bir gün o bardağın yere düşüp kırılması epey canınızı sıkabilir.

Bir sonraki gün farklı bir bardaktan çay içmek sizi gerebilir, kendinizi konfor alanınızın dışına çıkmış hissedebilirsiniz. Oysa çayın tadı hala aynıdır; ancak sizde uyandırdığı duygu değişmiştir. Onun dışında uzanıp yattığınız koltuk, örttüğünüz battaniye, ayaklarınızı uzattığınız sehpa, izlediğiniz dev ekran televizyon, kahvenizi saniyeler içinde hazırlayan bir kahve makinesi, 24 saat ulaşabileceğiniz sıcak su vs. konfor alanına daha da bağlı olmanızı sağlar.

Konforu bozuldukça, insan gelişir… video

Her zaman Lüksle veya Teknolojiyle Açıklanamaz

Tabi konfor alanı sadece teknolojik olanaklara bağlı değildir. Kişi herhangi bir teknolojik imkana sahip değildir; ancak ait olduğu odasında kendini çok güvenli ve rahat hisseder. Bir gün başka bir arkadaşının evinde kalır; ancak uyumakta zorluk çeker, tedirginlik duygusu oluşur. Oysa arkadaşının evinde onun rahatlığını sağlayacak pek çok materyal vardır. Olsun, bu olanaklar durumu değiştirmez.

İş yerlerinde de durum benzerdir. Alışık olduğunuz, kendinizi iyi hissettiğiniz iş bölümleri vardır, kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir departman vardır, bir çalışma masanız vardır. Uzun zamandır kullandığınız ve rahat hissettiğiniz bu departmandan bir üst kattaki departmana transfer olduğunuzda tadınız kaçabilir.

Konfor Alanını Zararları

1. 1. Başarılı olmuş insanların hayatlarına konfor alanlarına yer bırakmadıklarını rahatlıkla görebilirsiniz. Sizler de bu durumdan rahatsızlık duyuyorsanız bir nebze çaba göstermeniz, emek vermeniz gerekiyor. Konfor alanına hapsolmak sizin paslanmanıza neden olacaktır.
   2. Bir zaman sonra kendinizi işe yaramaz, yaratıcılıktan uzak, düz bir insan olarak bulabilirsiniz. Bir başka deyişle kısa süre içinde sıkıştığınız o mekanlarda paslanabilirsiniz.
   3. Kolay tatmin olma ve risk almama duygunuz baskın hale gelir.
   4. Değişikliklere kapalı ve ürkek birine dönüşebilirsiniz.

Konfor Alanı Fazları

Konfor alanının üç ayrı fazı ya da evresi vardır diyebiliriz. Bu evreleri şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Konfor Alanı
2. Optimum Performans Alanı
3. Tehlikeli Alan

Özellikle tehlikeli alanda kişi iyice bocalamaya başlar. Bu alan felç alanı şeklinde de tanımlanabiliyor. Kaygılar büyük başarısızlıkları tetikleyecektir ve bu bir kısır döngü olarak yaşamınıza dahil olacaktır.

Konfor Alanının Dışına Nasıl Çıkabilirsiniz?

Konfor alanının dışına çıkabilmek için uzun vadede çaba göstermek durumundasınız. Dönemlik olarak üzerinize yapışan bu kötü alışkanlıktan kurtulmak elinizde.

• Doğal olarak öncelikle bu alanın içine hapsolduğunuzu fark etmeniz ve kabul etmeniz gerekir. Konfor alanlarınızın ve dolayısıyla korkularınızın neler olduğunu analiz edin. Örneğin başka bir iş yapmaya cesaretiniz olmadığı için işiniz sizin kırmızı çizginiz mi? Bu alandaki konforunuzun bozulmasından neden bu kadar korkuyorsunuz? Bu gerçeklerle yüzleşmelisiniz. İşinizi kaybetseniz bile neler yapabileceğiniz, yeteneklerinizi, başarabileceklerinizi düşünmelisiniz.

• Kendinize olan güveni mutlaka yerine getirmelisiniz. Bu sayede işinizi dünyada yapılacak en son iş olarak düşünmenize ve panik yapmanıza gerek kalmayacaktır. Konfor alanınızın dışına çıktığınızda kendinizi bir süre boşlukta hissedersiniz ve rahatsız olabilirsiniz. Kısa bir süre sonra ayaklarınızın yerden kesildiğini ve daha özgür olduğunuzu göreceksiniz. Bu süreç sizi çok daha öz güvenli kılacaktır.
• Kendinizi keşfetmek için hareket alanlarına izin verin. Yenilgilerin dünyanın sonu olmadığını bilin ve bunların her birine yeni bir tecrübe olarak bakın. Bu arada sizi cesaretlendiren, teşvik eden, sınırlardan korkmayan kişilerle vakit geçirin, onlarla iyi arkadaş olun. Birbirinizden güç almaya başladığınızı zaman içinde göreceksiniz. Hayatınızın çok kısa olduğunu ve zamanın çok değerli olduğunun farkına varın. Panik duygusuyla değil; ancak zamanın da farkına vararak yaşamaya bakın.

• Görmediğiniz şehirleri, ülkeleri, insanları görün, farklı hobiler edinin, yeteneklerinizi ortaya çıkarın, üretmekten, yaratmaktan, denemekten asla korkmayın. Başarısızlık korkusu, başarının en büyük düşmanıdır, unutmayın. Hayata da kendinize de büyük anlamlar yüklemeyin, mülkiyetçi olmayın, fazla eşyalarınızı atmaktan, ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktan çekinmeyin. Bu sizi her anlamda hafifletecektir. Size verilen hazır düşüncelerle yetinmemelisiniz, kendi düşüncelerinizle var olabilmeleri ve ezberleri bozabilmelisiniz.