Bazı Rüyalarımızı Neden Hatırlamıyoruz?

Uykumuz esnasında aslında sayısız rüya gördüğümüzü biliyor musunuz? Fakat sabah uyandığımızda bunların neredeyse tamamını unutuyoruz. Çok etkileyici ya da çok özel rüyaları bile sabah uyandığımızda net şekilde hatırlamakta zorluk çekebiliriz. Kimi zaman da rüyayı tam anlamıyla anımsamasak da en azından onun bizde yarattığı duyguyla baş başa kalırız. Aslında bu durumu neredeyse hepimiz yaşıyoruz. Yine de rüyaları hatırlama düzeyi kişiden kişiye değişebilir. Nadiren de olsa kimi insanlar en az 2 rüyasını çok net bir şekilde hatırlar ve etrafındaki insanlara anlatır.

Rüyaların Çoğu REM Uykusunda Oluşuyor

İnsanlar hayatlarının ortalama üçte birini uykuda geçiriyor. Bu esasen çok ciddi bir süre olarak kabul edilir. Asıl çarpıcı olansa rüya görme sürelerimiz. İnsanlar uykularının %20-25’lik bölümünde rüya görüyor. Bu rüyaların çok büyük bir çoğunluğu REM olarak bilinen uyku aşamasında oluşuyor. REM uykusu, hızlı göz hareketi olarak da bilinen bir kavram.  Bu evrede gözler çok hızlı hareketlerde bulunurken vücudun geri kalan kısmı adeta felç olmuş gibidir. Bu evreyi karabasan olarak da anılan uyku felcinden hatırlayabiliriz.

 

 

Felç sözcüğü kulağa ürkütücü gelse de aslında bu süreç son derece faydalı ve rutindir. Bu mekanizma gerçekleşmeseydi sıklıkla yatağımızdan düşmek durumunda kalabilirdik. Tabi rüyalar yalnızca bu REM aşamasında ortaya çıkmaz. No-REM adı verilen aşamada da benzer rüyalar görmek olasıdır. Lobların bağlantılarında bir lezyon var ise bu kişi REM uykusunu uyusa dahi rüyalarını hatırlama olasılığı çok düşüktür. Fakat pek çoğumuzda bu tip lezyonlar bulunmaz.  Buna rağmen rüyaları anımsamakta çok güçlük çekebiliriz.

Veri Filtreleme Sistemi Önemli Bir Faktör

Rüyaları unutma sebeplerini araştırdığımızda bilgi filtreleme sistemi ile karşılaşıyoruz. Bir veri yeterli düzeyde ilgimizi uyandırmıyorsa ya da hatırlama zorunluluğu hissetmiyorsak filtreleme sistemine takılırsınız ve ilgili bilgiyi hatırlamazsınız. Filtre kabiliyeti aşırı yüksek bir performansla çalıştığında yemek yemek gibi çok rutin konular hatırlanmaz. Pek çok kişinin “Daha dün ne yediğimi bilmiyorum” gibi cümleler kurmasının altında işte bu filtreleme sisteminin performansı yatar. Filtreleme sistemi hem normal gündelik yaşamda hem de rüyalarımızda faaliyet gösteren bir sistemdir.


Rüyalarını az hatırlayan insanlara ilişkin doğal olarak nörolojik faktörler ve farklılıklar da incelenir. Bu konuda pek çok araştırma ve çalışma yapılmıştır. Bazı deneylerde katılımcıların beyin dalgaları detaylı bir şekilde incelenmiştir.  Bu araştırmalarda özellikle rüyalarını net şekilde anımsayan ve anımsamayan insanlar arasındaki farklara odaklanılmıştır. Uyanık olduğumuz zamanlarda alfa dalgalarının 8 ve 12 hertz arasında salınım gösterdiği bilinir. Bu salınımlar, tamamen baskılamayla, yani inhibisyonla alakalı bir durumdur. Alfa dalgalarının genliği bu salınım neticesinde aşağı düşmektedir. Baskılama da heyecanın artması ile beraber salınmaktadır.

Katılımcıların kulaklarına, uyanık olduğu zamanlarda rastlantısal biçimde isimler söylenir. Bu esnada da alfa dalgalarının salınımları kayıt altına alınır. Bir hafta içinde en az 4-5 rüyasını anımsayan katılımcıların alfa dalgaları, ay içinde en fazla 2-3 rüya anımsayan katılımcılara göre daha çok düşüş eğilimi göstermiştir. Bir başka deyişle, hatırlama düzeyi daha yüksek olan katılımcıların adları duydukları esnada yapmış oldukları işlemler, diğer katılımcı gruba göre daha derindir. Bu farklılık REM uykusu esnasında gözlemlenmemiştir.

Rüyalarını anımsamayanların, anımsayanlardan çok daha derin uyuyabildiği, araştırmanın önemli bir sonucu olarak dikkat çeker. Tüm bu çalışmalar her ne kadar bilimsel düzeyde yapılıyor olsa bile sonuç itibariyle birer yorum olarak kabul edilir. Şu ana dek rüyalara dair yapılan tüm çalışmalar, buzdağının sadece görünen kısmını oluşturur. Bu nedenle her daim en derin ve gizemli konulardan biri olarak kalmaya devam eder.

Rüyalar Gizemini Koruyor

Rüyaların ne şekilde üretildiğine dair pek çoğumuzun bariz bir fikri yok. Bu konuda sadece belli öngörüler ve kabul edilen fikirler söz konusu. Hatta onları ne şekilde hatırladığımız da bir muamma olarak değerlendiriliyor. Sadece bu tip araştırmalar, konuya ilişkin belli ipuçları barındırıyor. En azından rüyalarını hatırlayanlarla hatırlamayanların beyin fonksiyonlarında bazı farklar olduğunu kabul edebiliriz.

Günlük hayatta algısal düzeyde çok fazla veriyle karşılaşırız. Algılara bağlanan ruhsal uyaran rüyalar üzerinde etkili olur. Örneğin bu ruhsal uyaranlar eğer çok zayıfsa rüyaların hatırlanma olasılığı yok denecek kadar azdır. Fakat güçlü imaja sahip ruhsal uyaranlar, önemli bir etki bırakır ve hatırlanma olasılığı görece yüksek olur.  Bu arada alkol ya da ilaç tüketimi söz konusu olduğunda kişinin REM uyku evresine geçme olasılığı düşük oluyor. Bu durum da rüyaların hatırlanmamasında etkili olabiliyor.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

  1. Sağlıklı Yaşamın Anahtarı: Melatonin
  2. Sağlığımızı Tehdit eden Mavi Işık Nedir?
  3. Ünlü Bilim İnsanlarının Uyguladığı Zamandan Tasarruf Eden Uyku Sistemi

Sosyal Medyada Paylaşın:

Sen de Düşüncelerini Paylaş!

DMCA.com Protection Status