Sağlıkla ilgili pek çok problemde karşımıza çıkabilen uyku problemlerine özel bir parantez açacağız. Uyku, gerek zihnimizin gerekse de vücudumuzun büyük ölçüde mola verdiği dönemler olarak bilinir. Buna rağmen kimi fiziksel süreçlerin, uyku esnasında çok daha yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Bu nedenle yaşamımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için aslında uykuya muhtacız. Uyku esnasında 5 duyu organımız bir süre pasif duruma geçer. Bilinçaltının devreye girdiği bu aşama, aslında ortalama ömrümüzün üçte birine tekabül ediyor. Örneğin 60 yıl yaşayan bir insanın 20 yılı sadece uyuma eylemiyle geçiyor.
Niçin Uyumamız Gerekiyor?
Uykunun en temel işlevi bizi hem psikolojik hem de fiziksel olarak bir sonraki güne hazırlar. Burada uykunun toplam süresine değil niteliğine bakmak gerekiyor. Eğer kesintisiz bir şekilde uyumamışsanız, uykudan yeteri verimi alamazsınız. Uykusuz kalmak sizi daha hızlı yaşlandırır. Bu sizin aynı zamanda görece daha kolay hasta olmanıza zemin hazırlıyor. Çünkü uyku, bağışıklık sisteminin güçlenmesi adına da oldukça önemli. Uyku konusunda problem yaşayan insanlarda tansiyon problemleri belirlemeye başlıyor. Öte yandan hafızanızın eskisi kadar iyi olmadığını fark etmeye başlarsınız.Uyku belli bir takvime bağlıdır.
Net bir saatte uyumak ve net bir saatte uyanmak, daha da ötesi bunu düzenli bir rutine bağlamak son derece önemli. İdeal uyku süresini doldursanız bile yanlış zaman dilimlerinde uyumanız, genetik uyku takvimiyle çatışma doğuruyor. Sağlığımızı korumak adına belki de en doğal yollardan biri olan uyku, vücudumuzun en çok ihtiyaç duyduğu olgudur. Uzmanlar, tamir işlemlerinin ağırlıklı olarak gece 00.00 ile 03.00 arasında olduğunu söylüyor. Bu kritik saatlerin uykuda geçirilmesi oldukça kıymetlidir.
Biyolojik Saatin Bozulmaması Önemli
Düzenli uykudan yoksun olan bireylerin biyolojik saatinde bozulmalar oluşuyor. Oysa biyolojik saat, hormonların salgılanma zamanı açısından oldukça önemli bir işleve sahip. Diğer yandan uyku, melatonin hormonunun işlevini daha verimli bir şekilde yerine getirmesini sağlıyor. Melatonin hormonu, bağışıklık sistemini güçlendirir, ayrıca da biyolojik saatin genel ritmini kontrol eder. Karanlık atmosferlerde melatoninin daha yoğun bir biçimde salgılandığı bilimsen anlamda kanıtlanmıştır.
Uykuya İhtiyacına Dair Tezler
İnsanın uyuma ihtiyacına dair çeşitli tezler öne sürülmektedir. Bu tezlerden en kuvvetlisi, vücudun kendini yenileme zorunluluğu. Beyinde yer alan genlerin pek çoğu sadece uyuma sürecinde ortaya çıkmaktadır. Diğer bir teze göre kalori konusunda tasarruf yapmak adına uykuya muhtacız.Oysa yapılan araştırmalar, uyku sırasında harcanan kalori ile uyanık dönemde harcanan kalori arasında büyük uçurumların olmadığına işaret ediyor. Bu nedenle söz konusu tez, ciddi bir destek görmedi diyebiliriz. Diğer inanışa göre, uykuya olan ihtiyacımızın temelinde bellek konusu yatıyor. Uyku konusunda sorun yaşadığınız dönemlerde hafızanızda bariz aksaklıklar oluştuğunu görebilirsiniz.
Uykunun Faydaları
Uyku öte yandan gündelik yaşamın stresinden sizi bir nebze de olsa uzaklaştırır ve size zihinsel bir yenilenme sunar. Uyku, kişisel yaratıcılığımızı genelde önemli ölçüde arttıran bir öğedir. Gündelik yaşamımızdaki sorunlara daha kolay çözüm bulmak, ancak uyku ile çözülür. “Sen şimdi uyu, bunları hiç düşünme, sabaha sakin kafayla yeniden konuşuruz” gibilerinden bir cümleye hayatımızda pek çok defa denk gelmişizdir.
Ne Kadar Uyumalıyız?
Peki ortalama uyku sürelerimiz, sağlığımız açısından yeterli mi? Günde ortalama kaç saat çalışıyoruz ve kaç saat uyuyabiliyoruz. Günümüzde insanlar ortalama 7 saat civarında uyuyor. Tabi bu orta yaş grubu için geçerli bir durum. Gelişimleri açısından düzenli uyumanın çok önemli olduğu gençler ise ne yazık ki ortalama 5-6 saat civarında uyuyabiliyor. Oysa uzmanlar gençlerin ortalama 8-9 saat civarında uyumalarının şart olduğunu belirtiyor.
Emeklilik dönemlerinde insanlar çoğunlukla 4-5 saat uyuyabiliyor. İnsanın yaşamı boyunca uykuyla olan ilişkisi ciddi anlamda değişebiliyor. Yaşınız itibariyle uyumanız gereken ortalama sürenin altında asla uyumamalısınız. Diğer bir konu da elbette uykunun şekli. Yani uyku esnasında vücudumuzun girdiği şekiller. Yanlış pozisyonda uyumak, uykunun verimliliği açısından büyük sıkıntılar doğurur.
Araç Başında Uykusuzluk
Öte yandan işi gereği uzun yolculuklara çıkan kişilerin bu konuda özel bir çaba göstermesi gerekir. Günümüzde araç başında uyuyakaldığı için onlarca insanın ölümüne neden olan çok sayıda insanın varlığından haberdarız. Mesleği şoförlük olan birinin, uyku konusunda bu kadar sorumsuzca davranabilmesi gerçekten inanılır gibi değil. ABD’de bu konuda özel bir araştırma yapıldı ve ortaya çıkan sonuçlar oldukça korkutucu. Her 10 şoförden 3 tanesi, yaşamlarında en az bir defa araç başında uyuyakalmış. Uyku, dikkat ve konsantrasyonunuzu maksimum düzeye çıkarır. Uykusuzluk ise ne yazık ki çok acı sonuçlar doğurur.
Diğer yandan uykusuzluk kilo alma süreçlerini hızlandırır. Uykusuz kalınan dönemlerde açlık hormonu daha aktif oluyor. Uyku sorunu çekenlerin genelde obezite tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını görebiliyoruz. Uyku sorunu yaşayan insanların önemli bir bölümü de kafein konusunda bağımlı olabiliyor. Beynin yorgunluğunu atmak adına içilen kahveler, uyku esnasında size stres olarak geri dönüyor. Bu duruma karşı alkol kullanmak ise son derece kaba bir çözüm.
Uykusuzluk ve Stres
Elbette uykusuzluğun en yıkıcı sonuçlarından bir tanesi de sizi yoğun bir stresle baş başa bırakması. Hatta bir sonraki aşamada, sürekli uykusuzluk hali çeşitli ruhsal hastalıklara yol açmaktadır. Çözümü uyku haplarında aramaktan ziyade, sizi meşgul eden unsurları hayatınızdan çıkarın. Örneğin yatağa girerken uzun uzun telefonla meşgul olmayın. Mavi ekranlarda melatonin salgılamanız zorlaşır. Yukarıda da söylediğimiz üzere melatonin karanlığı seven bir hormondur. Diğer yandan uyuma saatlerinde televizyon karşısında oyalanmayın. Yastığınıza başınızı koyup uzun uzun düşüncelere dalarak uykunuzu kaçırmayın. En önemlisi uyku saatinizi belli bir düzene oturtun. Uyku haplarına çeyrek çeyrek başlarsınız; ancak bir zaman sonra ne olduğunu anlamadan dozunu yükseltmeye başladığını görürsünüz.