Her gün 1 Yeni Bilgi | Kaliteli Bilginin Adresi,

Sizde Yalnızlıktan Şikayetçi İseniz Şizoid Kişilik Bozukluğu Yaşıyor Olabilirsiniz

Yalnız kalmak, elbette kendimizle yüzleşmek için güzel fırsatlardan biridir. Yalnızlığın en can alıcı tarafı kendimizle yüzleşmek durumunda kaldığımız o zaman dilimleri olsa gerek. Peki yalnızlığı isteyerek mi elde ediyoruz; yoksa zorunluluktan mı yalnız kalıyoruz?  Bu ikisi arasında  elbette büyük farklılıklar, hatta uçurumlar var.

Çekingen, asosyal eğilimi yüksek bir insanın derinlikli sosyal ilişkiler kurması her zaman çok zordur. Özellikle kişiliğin artık oturmaya başladığı dönemlerde de bu çekingenliği üzerinden atamamak, uzun vadede bu kişiler üzerinde onarılması zor yaralar açacaktır. Çekingen kişiler, insanlarla ilişki kurmayı genellikle isterler.

Bunda başarılı olamamalarının ana sebebi, çekingenliklerinden dolayı karşısındakilerle görüşme talep edememeleri, herhangi bir konuda yardım isteyememeleridir. Bu durum ne yazık ki sosyal ilişkilerini de yüzeysel kılacaktır. İlişki kurmanın ticaret gibi olmasa da bir alış-veriş olduğu gerçekliğini bilmeyen insanlar yalnız kalmak istemeseler de üzgünüz ki eninde sonunda yalnız kalırlar.

Şizoid kişilik bozukluğu nedir?

Bir de bu sözünü ettiğimiz çekingen kişilerin aksine yalnız kalmayı bilinçli olarak tercih eden, sosyal ilişkiler kuramayan değil, kurmayan ve de insanın sosyal bir varlık olduğunu yadsıyan şizoid kişiler söz konusudur. Bu insanlarla konuşma çabalarınız hep nafile kalacaktır. Size kendi hayatlarıyla ilgili, ailevi sorunlarıyla ilgili tek bir cümle bile anlatmazlar. Siz onlara anlatmaya kalkarsanız aniden işleri çıkabilir. İnsanlarla paylaşımda bulunmakla ilgilenmezler. Bu onlar için sıkıcıdır, ilgilerini çekmez. Dışa dönük olmamaları yani duygularını yansıtmamaları duyarsız oldukları anlamına gelmez. İçe dönük oldukları için sanatsal yönleri gelişmiş olması ve hayal güçlerinin kuvvetli olması beklenen bir durumdur. Öyle yalnız dediysek ya da sosyal bir varlık olduğunu yadsıyor dediysek bile abartmayalım, elbette birkaç arkadaşı olabilir.

Dışarıdan bakınca genç arkadaşlara “çok cool” görünen bu yalnızlık sever şizoid kişilerle uzun süreli ilişki kurmak imkansız gibidir. Modern zamanların bu tip kişilerin sayısını arttırdı gibi. Kolektif reaksiyonların, toplumsal hareket etme pratiğinin son derece cılız bir hal aldığı  böyle bir atmosferde elbette yalnızlığı kutsayacak çok sayıda insanın var olmasına şaşırmamak gerekiyor.


Şizoid kişiler kimseyle kolay kolay derin ve güçlü bağlar kuramaz. Çevresindeki pek çok sosyal faaliyet, onun için çok sıkıcı ve anlamsızdır. Öte yandan cinsellik konusunda genelde yanlış bir algı söz konusudur. Sanılanın tam aksine cinselliğe eğilimlidirler. Erkek olan şizoidler, evlilik kavramına sıcak bakmaz. Kadın hastalar ise büyük ölçüde toplum baskısına yenilir ve edilgen düzeyde bir evlilik gerçekleştirir. Şizoidlerin cinsel fantezileri çok güçlüdür; ancak herhangi birine karşı bağ kurmakta güçlük çektikleri için verimli ve düzenli bir cinsel yaşamları kolay kolay oluşamamaktadır.

Şizoid kişilik bozukluğu olan bireylerde en çok öne çıkan özelliklerden bir tanesi de duyguların son derece sınırlı bir şekilde ifade edilmesidir. Bu tip bireylerin kolay kolay dostları, sırdaşları bulunmamaktadır. Kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı genelde ilgisizdirler. Başkalarının yaptığı övgüler de aynı şekilde onlar için çok fazla bir şey ifade etmemektedir. Genelde umursamaz ve stabil görünürler. Sizin büyük tepkiler verdiğiniz, büyük şaşkınlıklar yaşadığınız herhangi bir olay karşısında mimiklerini dahi oynatmayabilirler. İçten kahkahalarına ya da öfkelenme durumlarına çok nadiren denk gelebilirsiniz. Katılımcı bir iş yapılıyorsa, iş yaşamlarında genelde başarısız olurlar. Halbuki sosyal açıdan kendilerini izole ettikleri mekanlarda çok daha başarılıdırlar.